RUHA-DER, Halepçe Katliamının 28’inci yılı (16 MART 1988) dolayısıyla anma programı düzenlendi. Davet ve Kardeşlik Vakfı öncülüğünde RUHA DER’in organize ettiği “Mazlum Halepçe’yi Anma” programına Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlandı. Konferansta Davet ve Kardeşlik Vakıf temsilciliği Ruha Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Mehmet Salih Samak’ın açılış konuşmasıyla başladı. Konuşmasında; “Dün Çanakkale de Müslümanlar yok edildi, onunla beraber hilafeti kaybettik, Afganistan, Irak, Filistin, Bosna, Çeçenistan, Mısır, Arakan, Hama, Halepçe ve bugün bölgemizdeki olaylar tesadüf değildir. Bunlar Müslümanları kendi hâkimiyetlerinde tutmak için yapılıyor. Kürtlerin yaşadığı bölgelerde Müslüman bir halk var, dininden ırkından dolayı yok edilmek isteniyor. Halepçe’de yapılan saldırı sadece bir ırka, bir dine, ülkeden ziyade bütün insanlığa yapılmıştır. Samak; ”Tarihinden bihaber olanlar bu günü tanzim edemez ve yarınlarını planlayamaz; geçmişten ders alamayanlar, bu günün fitnesinden ve yarının hilelerinden korunamazlar.” dedi.

Faruk Heme Tevfik Arif konuşmalarını yapmak üzere kürsüye çıktılar. Faruk Heme, Halepçe’ye kimyasal ile bombalama sonucunda 5 bini aşkın kişi yaşamlarını yitirdikleri, 19 binin üzerinde de kişinin yaralandığını ve yıllar sonra binlerce sakat doğumlar olduğunu ve bombardımanın asıl amacının, Halepçe halkının İslami duyarlılığından dolayı rejimle bir araya gelmemesi olduğunu belirtiler. Kısaca şöyle konuştular: “Rahmetli Gazetece Ramazan Öztürk’ün çektiği fotoğraflar sayesinde dünya Halepçe katliamından haberdar oldu. Bombardımanın 3 gün sürdüğünü katliamdan sonra Saddam Halepçe’yi askeri bölge ilan ettiğini dolayısıyla Halepçe’ye girişlerin yasaklayıp Halepçe adında başka bir şehir kurarak Dünya kamuoyuna orayı göstererek katliamın yalan olduğunu iddia etti. Halepçelilere devlet dairelerinde çalışmak ve eğitim görmeleri yasaklandı. Halepçe halkının yardımına Hewler (Erbil) halkı yetişip birçok kişinin ölmesine engel oldular. Katliamın soykırım olarak tanınması Amerika’nın Irak’ı işgali sonrası tanındı. Oluşturulan mahkemede sorumlulardan sadece birkaç kişi cezalandırıldı. “Bu vahşet, dünya ülkeleri tarafından bir soykırım olarak nitelendirilmelidir.“ dedi.

İki konuşmacı arasında Halepçe de ne oldu olaylar nasıl geliştiğini anlatan kısa bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Son konuşmacı Halepçe katliamı sırasında 6. Sınıfa giden bir çocuk olarak yaşayan Halepçe Üniversitesi öğretim görevlisi Yasin Abdülkerim Aziz Halepçe’nin coğrafi konumundan, tarihinden, önemli şahsiyetlerinden, o zamanki İslami çalışmalardan ve ağ kurtulanların hikâyelerini slayt eşliğinde anlatılar. Konuşma sırasında olayları anlatırken gözyaşlarına hâkim olamayan Yasin Abdülkerim, ” O zaman ben 6. sınıfa giden bir çocuktum. Olanların hepsini gördüm ve bu görüntüleri izlediğim zaman kendime hâkim olamıyorum. İnsanım diyen herkes bu görüntüler karşısında kendisini tutamaz.” dedi.

Konferans, Şanlıurfa Eyyübiye İlçesi Ahmediye Camii İmam-Hatibi Ömer Özaydın hocamızın duası ile son buldu.