Suriye savaşı başladığından beri rejime her türlü desteği esirgemeyen ve 30 Eylül’den bu yana da Suriye’yi her türlü askeri gücünü kullanarak bombardımana tabii tutan Rusya, bu kez Türkmen Dağı’nda sivil Türkmenleri hedef alarak amacının DAEŞ bahanesiyle; Esed muhalifi olan herkesi sindirmek olduğunu açıkça gösterdi.
Ruslar son bir buçuk aydır kadın, çocuk ve yaşlı sivillerin de bulunduğu çok sayıda kişiyi katletti.
Suriye’de yüzbinlerce Müslümanı katleden Esed’i kurtarmak amacıyla “koalisyon güçlerinin (Haçlı ittifakı)” ve Şii milisler tarafından desteklenen Esed ordusunun karadan, Rus ordusunun havadan başlattığı acımasız saldırıları lanetliyor ve bir an önce bu katliamın sonlandırılması için gerekli insani, askeri ve diplomatik girişimlere başlanmasını istiyoruz.
Dünya kamuoyuna DAEŞ’le mücadele için bölgede olduğunu söyleyen Rusya, DAEŞ’e değil de Zalim Esed’in karşısında duran Müslümanlara karşı savaş ilan ettiğini açıkça göstermiş oldu.
DAEŞ’le mücadele ediyormuş gibi görünerek Müslüman kanı akıtanlar ve İslam coğrafyasının dizaynı için DAEŞ’i kullananlar, en az DAEŞ kadar canidirler. Müslüman kanı döken tüm zalim diktatörleri, emperyalist devletleri ve bunların taşeronluğunu yapanların er veya geç döktükleri kanda boğulacaklarını bilmeleri gerekir.
Geçmişte kuşatma altına alınarak kıyımdan geçirilen Doğu Guta, Halep, Kobani bölgelerindeki Mazlumların sesi olduğumuz gibi bugün de Türkmen kardeşlerimizin haklı mücadelelerinin yanındayız.
Türkiye devleti mazlumların çığlığına kulak tıkayan değil, halkının sesine kulak verdiği oranda güçlü kalmayı başarabilecektir. Her ne olursa olsun Türkiye devleti halkıyla bütünleşerek “Mazlumun rengi, ırkı, dili ve dini sorulmaz” prensibinden hareketle mazlumların yanında olmalı, mazlum halkların haklı mücadelelerine destek vermeye devam etmelidir.
Bizler STK’lar olarak bu konunun destekçisi/yardımcısı/takipçisi olacağız.