Çağımızda İslam davasının en önemli öncülerinden olduğu için haklı olarak “İmam” ve “Genel Mürşid” unvanını alan Hasan el-Benna 1906’da Mısır’da doğdu. İlim ehli bir aileye mensuptu. Küçük yaşlarda İslami bilgi ve terbiyeyle donanan el-Benna dininin gereklerini yerine getirmede ve başkalarını da bu konularda teşvikte çok gayretliydi. Küçük yaşlardayken kardeşiyle birlikte “Emr-i Bi’l Maruf Cemiyeti”ni kurdu.
İslam davasını halka anlatmak ve onları bu istikamette bir araya getirmek istiyordu. Bunun için de halka inmek gerektiğini düşünüyordu. Bu düşüncesini İsmailiyye’de öğretmenlik yaptığı sıralarda yakın arkadaşlarına açarak beraber çalışmayı teklif etti. Arkadaşlarıyla beraber İslam’ı tebliğ etmek için kahvehanelere ve mahalle aralarına giderek oralarda vakit öldüren halka hoşgörüyle yaklaşıp sıcak sohbetlerle İslam’ı anlatıyorlardı. Bu yolla sayıları gittikçe artıyordu. Bu çalışmaları yanında öğretmenlik mesleğini de sürdüren el-Benna arkadaşlarıyla beraber 1929’da merkezi İsmailiyye’de olan “Müslüman Kardeşler (İhvanı Müslimin)” cemaatini kurdu. Çalışmalarına büyük bir heyecanla başlayan İhvan köy köy, şehir şehir İslami davayı anlatıyordu.
Bir süre sonra el-Benna’nın öğretmenlik görevi Kahire’ye nakledildi. Dolayısıyla teşkilatın genel merkezi de Kahire’ye getirildi. Müslüman Kardeşler’in ihlâs ve samimiyetle yürüttükleri çalışmalar Kahire’de büyük ilgiyle karşılandı ve teşkilatın çemberi hızla genişledi. Teşkilatın çalışmaları sonucu Mısır’ın birçok yerinde enstitüler, okullar, hastaneler açıldı. Kahire’de İmam el-Benna’nın fikirlerini daha geniş kitleye ulaştırmasını sağlayan günlük “İhvan-ı Müslimin” adlı bir gazete yayınlanmaya başlandı. Teşkilat kısa sürede iyice genişledi ve Mısır dışında birçok Arap ülkesinde şubeleri açıldı. İslam âlemindeki en güçlü teşkilat haline geldi.
O tarihte krallıkla yönetilen Mısır’da, kral ve hükümet bu teşkilattan endişe duymaya başladı. Müslümanların İslam prensiplerine bağlanarak beraber hareket etmeleri halinde sömürgeci politikaların tıkanacağından korkan İngiltere, Fransa ve Amerika gibi emperyalist ülkeler de bu teşkilatın önüne geçilmesini istiyorlardı. Özellikle İngiltere bu teşkilatın dağıtılması için Mısır’a baskı yapmaya başladı. Sonuçta Mısır bu hareketi yasadışı ilan etti ve çalışmalarını engellemeye başladı, ama tamamen kapatamadı. Teşkilatı kapatmayı ve etkisiz hale getirmeyi başaramayan zihniyet onun liderini tasfiye etmek istedi. Ve çok geçmeden 12 Şubat 1949’da Hasan el-Benna, Kahire’de sokak ortasında vurularak şehit edildi.