Fransa’da yayınlanan ve Kur’ân-ı Kerîm’den bazı ayetlerin çıkarılması gerektiğini söyleyen bildiri, Avrupa’nın gerçek yüzünü bir kez daha göstermiştir. Bütün insanlığı İslam şemsiyesi altında kardeş yapmak isteyen İslâm’ın mukaddes kaynağı olan Kur’ân-ı Kerîm’e saldırıp tahrif etmeye yeltenen Avrupa, bu girişimi ile fiili işgalin yanında kültürel işgali de son boyuta taşımak istemiştir.
Kur’ân-ı Kerîm’de öne çıkan ve Avrupa’nın korktuğu iki önemli husustan biri cihad mefhumu; diğeri ise tarih boyunca insanlığın başına bela olan siyonist Yahudi zihniyetidir. Avrupa’nın asıl rahatsızlığı bundandır. Buna karşın İslam alemine düşen vazife ise cihada sımsıkı sarılmak, İslam’a kin ve düşmanlık besleyenleri dost edinmemek ve onlarla mücadele etmektir. Bunun yanında İslâm, kendi hakimiyeti altında olsun veya olmasın, bütün insanlığa hak ettiği makamı daima bahşetmiş; hak ve adaletin tesis edilmesinde taviz vermemiştir.
Avrupa’nın Kur’ân-ı Kerîm’den rahatsızlığı, emperyalist işgale dur diyen nesillerin beslendiği yegâne kaynağın Kur’ân-ı Kerim olduğunu çok iyi bilmesindendir. Yüzyıl önce İngiltere müstemleke bakanının “Kur’ân’ı Müslümanların elinden almadıkça başarılı olamayız” ifadesi bu son açıklamayla bir daha tekerrür etmiştir. İslam düşmanlarının Kur’ân-ı Kerîm’e yönelik bu saldırılarına karşı, Müslümanların Kur’ân-ı Kerîm’e sımsıkı sarılıp onu daha çok okumaya, daha çok anlamaya ve daha çok hayata geçirmeye çalışmaları gerekmektedir.
Davet ve Kardeşlik Vakfı olarak, Kur’ân-ı Kerîm’in gölgesinde bir dirilişin yakın olduğunu bütün sesimizle haykırırken, Kur’ân-ı Kerîm’e saldırmaya çalışanları da şiddetle lanetliyoruz.