Mısır’ın seçilmiş ilk ve tek Cumhurbaşkanı Dr. Muhammed Mursi, emperyalist Batı’nın ve Siyonizm’in desteklediği cuntacı Sisi’nin zulmüne karşı dik durmuş, zalimlere boyun eğmek bir yana doğru bildiklerinden bir adım olsun geri atmamış ve çağdaş Firavunların zindanlarında şehadete yürümüştür (inşaallah).
2013 yılında Mısır’da bütün dünyanın gözü önünde yapılan askeri darbe ve sonrasında yaşananlar, İslam düşmanı Batı’nın ağzından düşürmediği demokrasi kavramının, onların emperyalist emellerine hizmet ettiği müddetçe bir anlam ifade ettiğini gözler önüne sermiştir.
Diyabet hastası olduğu bilinen Muhammed Mursi, darbe sonrası en temel sağlık koşullarından mahrum olarak tutulduğu zindanlarda her türlü işkenceye maruz bırakılmış ve tedavisi yapılmayarak sistematik bir şekilde ölüme sürüklenmiştir.
Hak ve batıl mücadelesinin sürdüğü günümüzde, Muhammed Mursi‘ye ve dava arkadaşlarına zulmedenler ve buna sessiz kalanlar, mü’minlerin vicdanlarında mahkûm olacakları gibi ahirette de Allah’ın azabına düçar olacaklardır.
“En büyük arzumuz Allah yolunda şehid olmaktır” sözünü şiar edinen ve bir cumhurbaşkanı olarak bunu bütün dünyaya haykıran Muhammed Mursi‘nin şehadetini Allah kabul etsin.
Başta ailesi ve Müslüman Kardeşler Hareketi olmak üzere tüm İslam Ümmetine Allah sabırlar nasip etsin.
Allah’ın izni ile bu şehadet, uyuyan ümmetin uyanışına ve Batı uşağı zalimlerin yıkılışının hızlanmasına vesile olacaktır.
Davet ve Kardeşlik Vakfı
