DAVET VE KARDEŞLİK VAKFI – GAZİANTEP AÇILIŞ PROGRAMI YAPILDI
GAZİANTEP – Davet İlmi Araştırmalar Kardeşlik ve Yardımlaşma Vakfı Gaziantep Şubesi düzenlenen programla açıldı. Şehitkamil Kongre Merkezi’ndeki programa; Davet ve Kardeşlik Vakfı Genel Başkanı Recep Songül, Filistin Âlimler Birliği Genel Sekreteri Nevaf Tekruri, Müslüman Kardeşler Teşkilatı Üyesi Milletvekili Muhammed İmaduddin Sabir, İslam Alimi Said Havva’nın oğlu Ahmet Said Havva, STK temsilcileri ile davetliler katıldı.
Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlayan açılışta konuşan Davet ve Kardeşlik Vakfı Genel Başkanı Recep Songül, Müslümanların geçmiş dönemde çektiği sıkıntılara işaret etti. Türkiye’deki Müslümanların durumuna değindi. Songül, “Tabi ki bizler hayırda yarışan bir ümmetiz. Böyle bir gemi; İslam dini için çalışıyor, Allah (c.c) dininin takviyesi için çalışıyor, Resulullah’ın mesajını insanlara götürmek için çalışıyor. Bu çerçevede bu yürüyen gemiye dua etmek, destek vermek, yardımcı olmak boynumuzun borcudur. Müslümanlar olarak sahada çalışan herkes hepimiz farklı vesilelerle farklı araçlarla dinimize hizmet etmeye çalışıyoruz. Bu gecede açılışını düşündüğümüz vakfımızı ayrıcalıklı olarak görmüyoruz. Çünkü bizler aynı ümmetin fertleriyiz. Malumunuz ülkemizde Müslümanlar birçok zorlu dönemeçlerden geçmiştir. Bu zorlu dönemeçlerin biri de malumunuz post modern darbesiydi. 28 Şubat’ta Müslümanların çektiği sıkıntılar zirveye çıkmıştı. O dönemde en mukaddes değerlerimize el uzatıldı. Bacılarımızın başörtülerine el uzatıldı. Çocuklarımızın eğitimlerine, Kur’an öğretilmelerine engel çıkarılmıştı. Müslümanlar olarak sıkıntılar çektik fakat bizler şartlar ne olursa sahabe nesli gibi ayağa kalkmayı bilen bir nesiliz.” dedi.
Filistin Âlimler Birliği Genel Sekreteri Nevaf Tekruri, “Halid Meşal, 2009’da Gazze’ye yönelik yapılan saldırı sonrası başlayan direnişi, Furkan Savaşı olarak belirtti. Resulullah da Bedir Savaşı’nı Furkan Savaşı’na benzetmişti. Evet bugün Gazze’de bir Kur’an nesli var. Direniş gösteren bir topluluk var. Oradaki kardeşlerimiz Furkan Savaşı’ndan önce 30 bin insanı bir yıl içerisinde hafız ederek cepheye gönderdiler. Bir yıl içerisinde Kur’an terbiyesinden geçmiş, aynı zamanda Kuran’ı Kerim’i ezberleyen bir nesil çıkardı. Bu neslin tamamı hafız olarak çıktı. Gazze’de direnişi gösterenler, gençlik ve çocukluk dönemlerinde Kur’an ile haşır neşir olmuşlardır. Siyonist İsrail, şuan Mescid-i Aksa’yı çizmeleriyle kirletmiştir. Siyonistler Mescid-i Aksa’yı bölmeye ve yıkmaya çalışıyor. Filistin’de kardeşlerimizin siyonistlere karşı durmaları onların tuzaklarını boşa çıkarmaktadır.”diye konuştu.
“Çocuklarımızı Kur’an terbiyesi çerçevesinde yetiştirmeliyiz”
Tekruri, “Şehit Ahmet Yasin şöyle belirtmişti. Bizim siyonistlerle olan savaşımız neslimiz üzerine olan bir savaştır. Eğer ki onlar bizim neslimizi yenerlerse, gençliğimizi düşünceleriyle tahrip ederlerse bizi yenerler. Ama eğer biz gençliğimizi İslam üzerine yetiştirirsek biz onları yeneriz. Bizimle onlar arasında olan savaş çocuklarımızın savaşıdır. Eğer biz çocuklarımızı iyi yetiştirirsek hiç kimse şüphe duymasın ki biz bütün düşmanlarımızı yenebiliriz. Üzerinde durmamız gereken, üzerinde titrememiz gereken şey neslimizi yetiştirmemizdir. Çocuklarımızı Kur’an terbiyesi çerçevesinde yetiştirmeliyiz. Eğer bunu yaparsak bütün düşmanlarımız bizden korksunlar. Sizin buradaki çalışmalarınız Allah’ın izniyle buradan Mescid-i Aksa’ya akacaktır, Mescid-i Aksa’ya bereket katacaktır. Mescidi Aksa’nın yeniden ayağa kalkmasına katkı sunacaktır. Siyonistlerin planlarını sizin burada ki çalışmalarınız bozacaktır.” ifadelerini kullandı.
Programda konuşan Müslüman Kardeşler Teşkilatı üyesi eski milletvekili Muhammed İmaduddin Sabir da, İnsanların içinde bulunduğu lüks düşkünlüğüne dikkat çekti. Bunun, Müslüman toplum için sıkıntılı bir durum olduğunu anlattı. Müslüman Kardeşler Teşkilatından da bahseden Sabir, “Mısır’da 60 yıl boyunca insanlar askerlerin postallarıyla yönetildi. Müslüman Kardeşler olarak çok zor günler geçirdik, çok acılar yaşadık. Sonrasında bir devrim oldu. Nihayetinde insanlar haklarını aradı. İnsanlar burada bu gidiş böyle devam etmez, diye ayaklandılar. Devrimden sonra Hüsnü Mübarek devrildi. Mısır’da iki defa seçime gidildi. Her iki seçimde halk Müslüman Kardeşleri seçti. Sonrasında ABD başta olmak üzere birleşik Arap Emirlikleri ve siyonistlerin desteğiyle ve bizatihi planladığı hainlerin yardımıyla askeri darbe yapıldı. Muhammed Mursi devrildi. Yerine katil zalim siyonistlerin hamisi Sisi getirildi.” dedi.
Mısır’da yaklaşık bin 300 vakıf ve kuruluşun kapatıldığını ifade eden Sabir, “Müslüman Kardeşler Hareketi olarak Mısır’da boyun eğme taraftarı değiliz artık. Boynumuzu eğmeyeceğiz ve şu an yapmak istediğimiz şey özgürlüğümüzü ve onurumuzu geri almaktır. Biz yeniden özgürce bir yaşam modeli istiyoruz. Mısır’da halkımızın bütün güçleri ile bir araya gelerek bu zalim ve katil yönetime karşı sesimizi yükseltmek için tüm gücümüzle çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı
“Suriye’de bu tür vakıf ve çalışmalar yasak”
İslam Alimi Said Havva’nın oğlu Ahmet Said Havva da konuşmasında, “Elbette bu ve benzeri çalışmalar bize moral verir. Umarım ki bu ve benzeri çalışmaların tüm İslam coğrafyalarında çoğalır. Biraz önce Sabir, Mısır’da bin 300 vâkfın kapatıldığını belirtti. Bu tür vakıf ve çalışmalar Suriye’de oldu-bitti yasak. Hatta Müslüman Kardeşler hareketine üye birçok kişi cezalara çarpıtıldı, idam edildi. Suriye’de çok çileler çekildi. Suriye’de elbette iç karatan bir durum var. Ama aynı şekilde savaşların olmadığı yerde tüm zorluklara rağmen bizler de çalışmalarımızı tüm hızıyla sürdürüyoruz. Hatta çok kısa bir süre önce hafızlarımızı verdik. Elbette sıkıntılar büyük sizler bir Ensar gibi Suriyeli muhacirlere kucak açtınız.” diye konuştu.
Program yapılan dua ile sona erdi.