DAVET VE KARDEŞLİK VAKFI BASIN AÇIKLAMASI
Kobani Katliamını Kınıyoruz
Ülkemizin güneyinde çok hareketli günler yaşanıyor. Sınırımıza kadar uzanan olaylar, ülkemizi de bu savaşın içine çekmeye ayarlanmış bir bomba gibi görünüyor.
Son olarak Kobani’ye vahşice ve insanlık dışı bir tarzda bombalı saldırı eyleminde bulunan İŞİD militanları, 100’ün üzerinde masum sivilin hayatını kaybetmesi, yüzlercesinin de yaralanması ile sonuçlanan menfur bir saldırı gerçekleştirdiler. Her şeyden önce masum insanları hedef alan bu çirkin saldırıyı lanetliyor, hayatını kaybeden masum sivillere Allah’tan rahmet diliyoruz.
Bununla birlikte, İŞİD gibi cani bir örgütün küresel emperyalistlerin ürünü olduğu ve yaptıklarıyla İslam düşmanlarına hizmet ettikleri gün gibi ortadayken, Suriye’de yaşanan olaylardan Türkiye’yi sorumlu tutma çabaları, Suriyeli muhacirler üzerinden siyasi istikrarı bozma gayretleri, ülke yönetiminde olanların muhafazakâr görüşlerini İŞİD ile ilişkilendirme senaryoları; “Türkiye’yi de bu savaşın içine çekme projesinin’’ birer ayağıdır.
İslam’a hizmet, İslam yolunda cihad adı altında; “İslam’ın cihad fıkhı’’ ile uyuşmayan bir anlayışa sahip taşeron örgütler üzerinden, maksatlı bir şekilde “İslam’ı ve Müslümanları itham etmek’’ planlanan projenin farklı bir ayağıdır.
Bu projeler, İslam’ın zaferi ve insanlığın selameti için gayret gösteren Müslümanların itibarını yok etmeye yönelik algı operasyonlarıdır. İŞİD’i terör örgütü olarak gören ABD, hava saldırılarıyla onlara karşı sözde mücadele verirken; içimizdeki maşaların eliyle de İŞİD’i bir terör örgütü olarak gören mutedil İslami hareketleri cezalandırma ve mensuplarına verilen idam kararlarını destekleyerek ikiyüzlülüğünü gizlememektedir.
ABD ve onun stratejik ortaklarının Suriye’de İŞİD’i Kobani’ye saldırtıp, ardından da hava operasyonlarıyla sözde Kobani’ye yardıma geliyormuş gibi görünerek hedeflediği sinsi emellerine Kürt halkını alet etmeyi planlamakta olduğu gözden kaçmamaktadır.
Bu kaos ortamını fırsat bilerek Kürtlere yardım ediyormuş gibi görünen ABD’nin çirkin planları ortaya çıktığında ABD’ye sığınan bölge halkı için iş işten geçmiş olacaktır. Düşmanın ipiyle kuyuya inen kesinlikle kuyuda kalacaktır!
Her tarafı saran bu fitne ortamından; ‘’benim ırkım, benim toprağım, benim anlayışım’’ mantığıyla hareket ederek, ‘’ucuz bir pazarlık ve günü birlik bir hesap’’ yaparak selamete çıkmamız mümkün değildir. Yürütülen projenin, tüm İslam alemine yönelik bir proje olduğunu ve amacının tüm Müslüman halkları bitirmek olduğunu kabul etmeyen her kim olursa olsun; bu kaos ortamından kısa vadede bir kazanç elde edecek gibi görünse de uzun vadede büyük bir hüsran ile karşı karşıya kalacaktır.
Müslüman halkları yöneten liderlerin nifak kokan eylemlerine, yalan ve algı yönetimi üzerine inşa edilen haberlerine karşı uyanık olup ‘”İslam kardeşliği’’ ekseninde hareket etmekten başka bir kurtuluş yolu yoktur. Dışarıdan filolarla, üslerle ümmeti çepeçevre kuşatmış olan Siyonist-Haçlı zihniyetinin başarısızlığa uğratılması ancak “İslam kardeşliğini’’ kuşanmakla mümkün olacaktır.
Dünyanın neresinde olursa olsun mazlum ve masum tüm insanlığın yanında olduğumuzu ilan ediyor, Kobani’de, Halep’te, Bayırbucak’ta ve tüm Ümmet coğrafyamızda katledilen kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyor ve zalimleri Allah’a havale ediyoruz.
Son olarak şunu tekrar ifade ediyoruz; Şiddet bizi hiç bir yere götürmeyecek ve aradığımız huzuru getirmeyecektir. Emperyalist dünyanın yaptığı ise İslam dünyasındaki mücadeleyi şiddet ve katliamlara bulaştırmak ve İslam Dünyasına özgürlük kapılarını kapatmaktır.
Davet ve Kardeşlik Vakfı
Yönetim Kurulu Başkanı
Recep SONGÜL