İlim Ahlak Hareket

Ara
Close this search box.

Kudüs’ün Özgürlüğüne Giden Yol Haritası

  1. YOL: DUA

Müminin en büyük silahı yaptığı duadır. Duasız bir mümin silahsız bir askere benzer ki böyle bir askerin özgürlük naraları atarak zafer türküleri söylemesi tamamen bir gösterişten ibarettir. Dualarında Filistinli Müslüman kardeşlerine yer ayırmayan bir kimsenin, Kudüs’ün özgürlüğü için çalışması hiçbir şekilde beklenemez. Rabbimize en yakın olduğumuz secde anında aklımıza ilk gelen Kudüs olmalı… Ellerimizi açıp semaya yaşlı gözlerle baktığımız her anda, teneffüs edeceğimiz tek nefes Mescid-i Aksa olmalı… Rabbimiz ile baş başa kalarak kıyama durup ibadet ettiğimiz gecelerde ise gözyaşlarımızı kan rengine bürüyen en büyük derdimiz, Kudüs’ün içinde bulunduğu esaret olmalı… Dualarımız Kudüs’ün özgür olduğu günleri hayal etmemize vesile olurken hayalimiz de gündelik hayatımıza aksetmeli… Hayatımız Kudüs ile şekillenirken hayalimiz bizleri Mescid-i Aksa’nın özgürleşmesi için çalışıp gayret göstermeye sevk etmeli… Dualarını Kudüs ile süsleyen Müminlere selam olsun…

  1. YOL: FİLİSTİN VE KUDÜS DAVASINI ÖĞRENMEK, BU HUSUSTA AİLE VE ÇEVREMİZİ BİLİNÇLENDİRMEK

Davaların zafere ulaşmasının en büyük aracı; davaya olan inanç, bu inancın oluşturduğu samimiyet ve bu samimiyet ile gelen fedakarlıklardır. Davamız ne olursa olsun onu hakkıyla idrak edip kavrayamazsak onun başarısı için de mücadele edemeyiz. Bundan dolayı Müslüman bir birey olarak Kudüs ile ilgili en az bir kitap okumalıyız. Bununla beraber Kudüs davasını ele alan makale, yazı, dergi, sosyal ağ vb. tüm araçları takip etmeliyiz. Tam manası ile öğrendiğimiz Kudüs davasını gündem hâline getirebilmek için en yakınlarımızdan başlayarak bilinçlendirme faaliyetlerine başlamalıyız. Ailemizde Kudüs en temel gündem maddesi olmalı… Çocuklarımız Kudüs’ün fatihleri olan Hz. Ömer ve Salahaddin-i Eyyubi ile tanışmalı ve onları örnek alarak serpilmeli… Komşularımız, akrabalarımız, dostlarımız, yakın ve uzak çevremiz, aile yuvamızdaki en temel gündem maddesinin Kudüs olduğunu bilmeli… Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin bayrakları evimizin pencerelerini süsleyen en temel unsurlar olmalı… Nitekim Filistin ve Kudüs davasını öğrenip ailemiz ve çevremizde bu hususta bilinçlendirme faaliyetleri yaparak Mescid-i Aksa’ya vurulan zincirleri gönlümüz, ailemiz ve çevremizde kırmış olacağız. Her şeyden önce gönlümüzde kırmayı başardığımız bu zincir, gerçek hayatta da Kudüsü’müze vurulan prangaları kırmamız hususunda bizlere cesaret verecektir. Bu vesile ile hayaller temenni olmaktan çıkıp Allah’ın izni ile yaşadığımız en temel hakikate dönüşecektir. 

  1. YOL: FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZE MADDİ YARDIMDA BULUNMAK

İşin başı İslam, direği namaz, zirvesi ise cihattır. Cihad denilince akla ilk olarak, canı pahasına fiziki olarak yapılan fedakarlıklar gelir. Fakat şu gerçekliği unutmamalıyız ki cihat meydanında mücadele eden bir mücahidi maddi anlamda desteklemek onun cihadına ortak olmak demektir. Şu an Filistinli kardeşlerimiz fiziki olarak İslam’ın zirvesi olan cihadı İslam’ın en azılı düşmanı olan Yahudilere karşı hakkıyla yaşamaktadırlar. Başta Filistinli kardeşlerimizin yaptıkları mücadele ve cihatta sebat etmeleri için onları maddi olarak desteklemeliyiz. Bunun yanı sıra ciddi bir bombardıman altında kalan Gazze Şeridi başta olmak üzere Kudüs ve Batı Şeria’nın farklı vilayetlerinde yaşam mücadelesi veren kardeşlerimiz, çocuklarımız, bacılarımız, anne ve babalarımıza yani bizlerden yardım bekleyenlere karşı bir umut ışığı olmalıyız. Yapacağımız maddi yardımı kesinlikle küçümsememeliyiz. Çünkü refah içinde yaşayan bizler, maddi açıdan bizim için hiçbir değeri olamayan ufacık bir ilacın, yaralı olan Filistinli bir kardeşimize nasıl bir yaşam kaynağı olacağını bilemeyiz… Bolluk içinde yaşayan ve yokluk nedir bilmeyen bizler, Filistinli bir ailenin evine gönderilecek bir gıda paketinin ne denli mutluluk vesilesi olacağını düşünemeyiz… Gösteriş ve şatafat içinde yaşayan bizler, hediye edilecek en ucuz ayakkabının dahi Filistinli bir çocuğun simasında oluşturacağı tebessümü hayal dahi edemeyiz… Oluşan büyük dalgaların küçük su damlacıklarından müteşekkil olduğunu kesinlikle unutmamalıyız. Fiziki olarak Filistinli kardeşlerimizin yanında olamıyorsak bile maddi olarak yapacağımız destekler ile kardeşlerimizin sofralarına misafir, yaralarına şifa, çocukları için ise anne ve baba olabiliriz.

  1. YOL: İSRAİL MALLARINI BOYKOT ETMEK

Müslümanca yaşamak, Müslümanlığa yakışır bir şekilde duruş sergileyebilmekte gizlidir. İslami şiarlarımızı ayakları altına alıp onları çiğnemeye çalışan zalimlere karşı yapabileceğimiz her ne varsa mutlaka yapmalıyız. Nitekim dünya hayatında zerre miktarınca yapılan kötülüğün karşılığı ahiret yurdunda nasıl verilecekse aynı şekilde zerre miktarınca yapılacak olan iyiliğin karşılığı da kesinlikle verilecektir. Görünmeyen zerre ağırlığındaki iyiliklere muhtaç olacağımız mahşer meydanında belki de dünya hayatında sırf Rabbimizin rızasını kazanmak ve zulme karşı Müslümanca bir duruş sergilemek adına boykot ettiğimiz bir ürün, bizler için kurtuluş reçetesi olacaktır. Ciddi anlamda yapılacak bir araştırma ile özellikle aile içerisinde rutin olarak tükettiğimiz malzemeler başta olmak üzere İsrail ürünlerinin yer aldığı bir liste oluşturmalıyız. Oluşturduğumuz listeyi evimizin en uygun köşesine asmalı ve alışverişe her gittiğimizde bu listeyi esas alarak hareket etmeliyiz. Bu hususun ahiretteki karşılığını düşündüğümüz zaman yaptığımız boykot eyleminin ne denli yüce bir duruş olduğunu hissedebiliriz. Kullandığımız her bir İsrail ürünü bomba ve kurşun olarak Filistinli kardeşlerimizin üzerine yağmaktadır şuuru, her daim zihin dünyamızı kuşatarak bilinçaltımıza yerleşmelidir. Şüphesiz bilinçaltına yerleşen bir durum, çevredeki herhangi bir olumsuz havaya karşı kesinlikle boyun eğmez. Bizler de bu hususta çevremize değil İslami duruşumuza odaklanmalıyız.

  1. YOL: SOSYAL MEDYA PLATFORMLARINDA GÜNDEM OLUŞTURMAK

Sosyal medya çağında medyayı aktif olarak kullanamayan bir ümmetiz. Zayıf olduğumuz bu durum özgüvensiz olmamıza, özgüvensizliğimiz ise bizleri tembelliğe itmektedir. Odak noktamız maalesef sosyal medyada paylaşılan bir mesajın beğeni ve izlenme oranının düşük veya yüksek olmasıdır. Hâlbuki Filistin ve Kudüs davasını paylaşmak, İsrail terör yapılanmasının zulmü altında her türlü zorluklara maruz kalan Filistinli kardeşlerimizin direniş ve haykırışlarını sosyal medya aracılığı ile çevremizdekilere aktarmak İslami hassasiyetimizin bir gereği olmalıdır. Buradaki asıl mesele bir açıdan bazıları için kitleleri harekete geçirmek olduğu gibi aynı zamanda başka bir açıdan da Müslüman olarak safımızı korkusuzca beyan etmektir. Nitekim paylaşımlarımız çerçevesinde korkusuzca gerçekleşen bu durum, İsrail terör yapılanmasının kalbine korku salmaktadır. Hiç şüphesiz takipçi sayısı fazla olmadığı hâlde Filistin’de gerçekleşen zulüm ve adaletsizliği sürekli bir şekilde gündeme alan bazı hesapların kapatılması düşmanın kalbine yerleşen korkuyu apaçık bir şekilde ortaya koymaktadır. Ferdi olarak yaptığımız paylaşımların yanı sıra sosyal medyada gündeme gelen paylaşımları da sürekli bir şekilde desteklemek, Filistinli kardeşlerimizin kararlılık ve dik duruşunu güçlendirirken aynı zamanda devlet erkanından en küçük vatandaşına kadar tüm azılı düşmanlarımızın da korku içerisinde bir hayat sürdürmelerini sağlayacaktır.

  1. YOL: GERÇEKLEŞTİRİLEN ETKİNLİK, YÜRÜYÜŞ VE PROTESTOLARA KATILMAK

Bireysel olarak ortaya çıkan bir haykırışın kalıcılığı ve büyüklüğü, bir açıdan toplu bir şekilde gerçekleşen etkinliklerdeki kalabalığın çokluğuna bağlıdır. Nitekim ibadetlerinde dahi topluluğu esas alan İslam dini, kitlesel topluluklar ile savunulmaya en layık olan dindir. Şüphesiz ki gerçekleştirilen etkinlik, yürüyüş ve protestolara katılmak; İslami kimliğimizin vücut bulduğu, kardeşlik şuuru ile haykırışlarımızın, bulunduğumuz yerden Filistin, Kudüs ve Gazze’ye uzandığı muhteşem bir gösterinin parçası olmak demektir. Şuurlu bir Müslüman için bu durum bir şeref nişanesidir. Katıldığımız etkinlik, hiçbir platformda gözükmese dahi, ailemiz, akrabalarımız ve komşularımız için Müslüman kimliğimiz ile İslami duruşumuzun ortaya çıkması çerçevesinde gerçekleşen büyük bir davet vesilesi olacaktır. Nitekim bu davet, “Kudüs’ün Özgürlüğüne Giden Yol Haritamızın” başta ailemiz olmak üzere çevremizdeki Müslüman kardeşlerimizde de bir bilince dönüşmesini sağlayacaktır. Aksi taktirde Filistinli kardeşlerimizin göstermiş olduğu cihad ve fedakarlıkların yanında çok ama çok basit kalan bu fedakarlığı dahi gösterme eylemine girişmememiz, samimiyetsizliğimizin bir nişanesi olarak anlımıza bir damga misali vurulacaktır. Dünya yaşantımızda çok hissedilmeyen bu damga, ahirette birçok yüce mertebeden bizleri mahrum edeceği gibi Filistinli kardeşlerimizin bizlere hesap sormasına da neden olacaktır. Tüm bunları göz önünde bulundurarak yapılacak olan etkinliklere iştirak etmeli ve bu hususta çevremizi de ayrıca bilinçlendirme gayreti içerisinde olmalıyız.

Kudüs'ün Özgürlüğüne GidenYol Haritası
Kudüs’ün Özgürlüğüne GidenYol Haritası

Mesaj Gönder

Daha Fazla İçerik