İlim Ahlak Hareket

Ara
Close this search box.

Tarih Bu İkiyüzlülüğü Hiçbir Zaman Affetmeyecektir…

(Resûlüm!) Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor. (İbrahim 42)

Darbeci Sisi’nin uyduruk mahkemeleri ve kiralık hâkimleri tarafından, darbe ile görevinden uzaklaştırılan seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve İhvan’ın üst düzey yöneticilerinden 106 kişi daha idam cezasına çarptırılarak aşağılık bir karar verilmiş oldu. Bu sözde idam kararlarının nedeni genelde Mısır halkını özelde ise İhvan Hareketini ve mensuplarını sindirmek, onlara darbeyi kabul ettirme çabasından başka bir şey değildir.

Darbeci Sisi’nin talimatıyla karar veren Mısır Mahkemeleri güvenilir olmaktan çıkmış; Millet adına değil darbeciler adına karar vermeye başlamışlardır. Zira darbe mahkemeleri bugüne kadar ne R4BIA Meydanında şehit edilen binlerce kişinin katillerini yargılamak konusunda ne de haksız bir şekilde hapishanelere doldurulan binlerce mazluma yapılan işkencelerin hesabını sorma konusunda hiçbir girişimde bulunmamasına rağmen aynı mahkemeler söz konusu özellikle Müslüman Kardeşler hareketi mensupları olunca birkaç dakikalık komik yargılamalarla suçsuz oldukları halde yüzlerce kişi hakkında idam kararları verebilmişlerdir.
Mısır’daki darbe tam anlamıyla askeri, idari, yargı, siyasi, ekonomik alanlarda yapılmış bir darbedir. Yıllardır Mısır halkını sömüren, mazlum halka işkence eden, emeğini zayi eden ve kendi halkının menfaatinden ziyade Siyonist İşgalcinin menfaatini önceleyenler yargılanıp cezalandırılmadılar. Mübarek ve çetesinin 30 yıldır yaptıkları ortada olmasına rağmen idam cezası almadıkları gibi Sisi çetesi tarafından serbest bırakıldılar. Mısır artık çeteler, asiler, hırsızlar ve hainler tarafından yönetilmektedir. Başta ABD ve işbirlikçi devletler bu çetelerle Mısır’ı ve halkını yok etmek istemektedirler.

Tüm dünyanın gözü önünde cereyan eden ve insanlık adına utanç verici, insan haklarını ayaklar altına alan bu hukuksuz, zorba uygulamaları lânetliyor, Mısır halkının ve kardeşlerimizin yanında olduğumuzu ilan ediyoruz.

İnsanlık tarihi hiç bir zaman diliminde zalimi affetmemiş, yeri gelince cezasını vermiştir. Zalimler ve destekçileri yok olmuş, hakk dava hep devam edegelmiştir. Haksız yere katledilen ve idam edilenler bu davanın devam edeceğinin birer işaretidir. Zalim kan dökerek ve idam ederek gücünü pekiştiremeyecek bilakis sonunu hızlandıracaktır. Allah hakkın hakim olmasını ve batılın yok olmasını istemektedir. Bu mücadelede verilen kurbanlar ise hakkın hakim olması yolunda ödenen bedellerdir.

Bütün bu cürümler işlenirken İnsan Hakları ve Demokratik değerler üzerine inşa edildiği iddiasındaki Batı, Mısır’da seçimle işbaşına geçen Dr. Muhammed Mursi yönetimine destek olmadığı gibi ikiyüzlü davranmış ve kendi sözde prensipleriyle (!) çelişmiştir. Dünyaya demokrasi dersi vermeye çalışan Batı ülkeleri ve Amerika, Mısır’daki darbeye hala darbe diyememiştir. Rusya, Çin ve bazı Arap ülkeleri de darbeyi ve idamları örtülü olarak desteklemişlerdir. Tarih bu ikiyüzlülüğü hiçbir zaman affetmeyecektir.

Şu kesin olarak bilinmelidir ki; asıl yargılanacak olanlar, darbe yapan, bir sabah namazı esnasında Secde halindeki insanları ordu birlikleri ve keskin nişancılar marifeti ile öldürme emri veren darbeci Sisi ve destekleyicileridirler. Bu uyduruk mahkemelerin vermiş oldukları sözde idam kararları karşısında sus pus olmuş ve adeta put kesilmiş medeni dünyanın sözde medeni liderleri neredesiniz? Neden ses vermez oldunuz? ABD ve Siyonist İşgalci ile stratejik müttefik olan ülkelerin yaşanılan süreçle ilgili bir tepki ortaya koyamaması ya da ortaya konulan tepkilerin cılız kınamalardan ibaret kalması da bu oyunun bir parçasıdır.
Mısır’da yaşanılan sürecin daha da kötüye gitmemesi için bu idam kararları mutlaka durdurulmalıdır. Ülkemizdeki tepkiler uluslararası platformlara taşınmalıdır. İnsan hak ve özgürlükleri noktasında duyarlılık sahibi olan uluslararası tüm kuruluşlar bu idam kararlarına karşı en sert tepkiyi göstermelidirler. Uluslararası toplum Mısır’daki cuntaya baskı yapmalı, İslam ülkeleri bu kararlarla ilgili net bir diplomasi izlemelidir. Göstermelik açıklamalarla ve cılız tepkilerle bir netice alınamayacağı ortadadır.

Bu vesile ile Türkiye’nin güzide Kurum ve kuruluşları bu konuda el birliği içerisinde olmalı ayrı ayrı cılız sesler yerine, beraberce gür bir seda oluşturmalıdırlar. Birlikteliğimizin oluşturacağı güce ihtiyacımızın olduğunu ifade ediyor ve bu zor dönemde ülkemiz içinde bir Sisi oluşturulmak için çabaların sürdüğünü hatırlatıyoruz.

Bu nedenle inanan, düşünen, özgürlüğe sevdalı olan, ‘insanım’ diyen herkesi Mısır’daki zulme sessiz kalmamaya ve bu zulüm karşısında duyarlı olmaya, mazlumların gür sesi olmaya davet ediyoruz. Yeryüzünde ezilen, sömürülen, yoksul ve yoksun bırakılan, kanları oluk oluk akıtılan tüm toplumların bütün bu zulümlere karşı ortak bir irade beyanıyla bir araya gelmesi gerekmektedir. Hakkı üstün tutan bir anlayışla yeni bir dünya düzeni kurulmadığı müddetçe bu zulümler engellenemeyecektir. Hepimizin üzerine düşen zalimlerin karşısında ve mazlumların yanında olma gücü ve iradesi gösterebilmektir.

Davet ve Kardeşlik Vakfı

Mesaj Gönder

Daha Fazla İçerik